Yerel paralarla ticaret, 2008 yılında yaşanan küresel finansal krizle birlikte dünya genelinde önem kazanmaya başladı. Bu dönemde, uluslararası ticaretin finansmanında yaşanan zorluklar ve döviz kurlarında ortaya çıkan sert dalgalanmalar özellikle gelişmekte olan ülkeleri dış ticarete ilişkin yeni arayışlara yönlendirdi. Söz konusu sorunlara çözüm amacıyla yerel paralarla ticaret alternatif bir yol olarak görüldü ve konunun hayata geçirilmesi için pek çok ülke somut adımlar atmaya başladı.
Hâlihazırda yerel paralar cinsinden uluslararası ticaret hacmi oldukça düşük bir paya sahip. Bununla birlikte, yerel paralar cinsinden ticaretin önemli bir potansiyeli olduğu öngörülmekte ve önümüzdeki yıllarda toplam ticaretteki payının daha hızlı artması beklenmekte. Bu çerçevede, yerel paralarla uluslararası ticaretin, sağladığı kolaylıklar ve fırsatlar açısından, ülkemiz için de önemli bir potansiyeli olduğu düşünülmekte.
Uluslararası ticarette, gün geçtikçe daha fazla ülke, ABD doları veya euro yerine kendi para birimlerini kullanmayı tercih ediyor. Özellikle, firmalar kesimi için dönem dönem belirsizlik oluşturan kur riskinden korunma amacıyla yerel paralarla ticaret ön plana çıkıyor.
Türkiye açısından da benzer bir eğilim olduğu gözlenmekte. Nitekim TL ile yapılan dış ticaretin, küresel krizden sonra ivmelendiği dikkat çekiyor (Grafik 1). 2016 yılının ilk dokuz ayı itibarıyla toplam ihracatın yaklaşık yüzde 5’i, toplam ithalatın ise yaklaşık yüzde 7’sinin TL cinsinden yapıldığı görülüyor.
TL ile dış ticaret yapılan ülkeler incelendiğinde çevre ülkeleri ön plana çıkmakta (Tablo 1). Bununla birlikte, Almanya, İtalya, Fransa ve İngiltere gibi AB ülkeleri ile de, özellikle ithalat tarafında yerel paralar cinsinden dış ticaret yapılmakta olduğu görülüyor. Söz konusu ülkelerin, Türkiye’de bulunan iştirakleri ya da şubeleri nedeniyle TL ile ticareti tercih ettikleri tahmin ediliyor. Diğer taraftan, ülkelerin göreli ağırlığı açısından ilk on ülkenin TL cinsi ihracat içindeki payı yüzde 70 iken, ilk 10 ülkenin toplam TL cinsi ithalat içindeki payı ise yüzde 67 düzeyinde.
Yerel paralarla ticaret ile ilgili önemli bir konu ise teknik alt yapının oluşturulmasıdır. Bu çerçevede, yerel paralarla ticaretin önündeki engellerin kaldırılması amacıyla dünya genelinde merkez bankalarının aktif rol oynadıkları görülüyor. Merkez Bankalarının karşılıklı olarak imzaladıkları para takası (swap) anlaşmaları veya amaca yönelik olarak oluşturulan ödeme sistemleri yerel paralarla ticareti kolaylaştırmayı hedefleyen mekanizmalar olarak karşımıza çıkıyor.
Bu anlaşmalar vasıtasıyla;
i) yaygın olarak kullanılan üçüncü bir ülkenin para biriminin aradan çıkarılması ve dış ticarette kullanılan para birimlerinin çeşitlendirilmesiyle daha istikrarlı bir dış ticaret ve yatırım ortamının yaratılması,
ii) dış ticarette finansal işlem maliyetlerinin azaltılması yoluyla uluslararası ticaretin kolaylaştırılması,
iii) finansal araçlara ulaşmada sıkıntı yaşayan küçük ve orta boy işletmelerin dış ticaret yapmaya teşvik edilmesi,
iv) yerel para birimlerinin kullanımının yaygınlaştırılması ile ulusal para birimlerine ait piyasaların derinleştirilmesi
amaçlanıyor. Ayrıca, bazı ülkelerin ekonomik ve siyasi güçlerini artırmak amacıyla yerel para cinsinden ticareti teşvik ettikleri de gözlenmekte.
Çin Merkez Bankası birçok ülkeyle imzaladığı para takası anlaşmaları ile yerel paralarla dış ticaret konusunda öncü rol oynuyor[1]. Diğer taraftan, Latin Amerika’da MERCOSUR’un[2] Ortak Pazar Konseyi’nin (The Common Market of the Southern Cone) aldığı karar ile oluşturulan Yerel Para ile Ödeme Sistemi (Sistema de Pagos en Moneda Local-SML) kapsamında Brezilya ile Arjantin arasında yerel para cinsinden ticaret yapılmasına yönelik çalışmaları, özellikle gelişmekte olan ülkelerin bu alanda ortaya koydukları çabaların uygulamadaki diğer yansımaları olarak karşımıza çıkıyor.
Yerel paralarla ticareti teşvik amacıyla, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da Pakistan ve Çin Halk Cumhuriyeti Merkez Bankaları ile sırasıyla 2011 ve 2012 yıllarında para takası anlaşmaları imzaladı. Ayrıca, ticaret ortağımız olan diğer ülkelerle de muhtemel para takası anlaşmalarının imzalanması yönünde çalışmalar yapılmaya devam ediliyor. Para takası anlaşmalarının gerek TL kullanımının dünya genelinde daha fazla yaygınlaştırılması, gerekse ülkemizin ticaret hacminin artışına katkı sağlaması bakımından önem arz edeceği düşünülüyor.
Sonuç olarak; yerel para cinsinden uluslararası ticaretin önemli bir potansiyele sahip olduğu düşünülmektedir. Merkez bankalarının karşılıklı olarak imzaladıkları anlaşmalar ileriki dönemlerde yerel para ile dış ticaret hacminin artmasında önemli bir rol oynayabilecektir. Ayrıca, hâlihazırda birkaç ülke arasında gerçekleştirilen söz konusu anlaşmalar gelecekte bu alanda bölgesel işbirliklerine zemin hazırlama fırsatı yaratabilecektir.
Dipnotlar:
[1] Çin Renminbisi'nin (CNY) uluslararası kullanımı son yıllarda çarpıcı biçimde artmıştır. 2015 yılında, Çin'in toplam ithalat ve ihracatının % 23'ü CNY ile yapılmıştır. Uluslararası ödemeler para birimi olarak CNY, Ekim 2010'da dünyada 35. sırada iken Ekim 2015'te 5. sıradadır.
[2] MERCOSUR (İspanyolca: Mercado Comun del Sur), Güney Amerika Ortak Pazarı’na verilen isim. Üye devletler: Brezilya, Arjantin, Uruguay, Paraguay, Venezuela.
Kaynakça:
Destais, C. (2014), "Central Bank Currency Swaps and the International Monetary System," CEPII Policy Brief 2014- 05 , 2014 , CEPII.
Çin Politika Enstitüsü, “Chinese Trade and Renminbi Internalization”, 16 Kasım 2016, siteye 1 Aralık 2016 ‘da erişilmiştir.
Inter-American Development Bank, “MERCOSUR Raporu, No:14”, Şubat 2010.